“Alanya’da hedefi öğrenciler olan uyuşturucu çetesinin varlığı hepimizin kanını dondurdu. Çeteler için bu yaştaki ergenlerin uyuşturucuya alıştırılması, uyuşturucu ticaretinin devamlılığı için önemli bir döngü”
“Alanya’da hedefi öğrenciler olan uyuşturucu çetesinin varlığı hepimizin kanını dondurdu. Çeteler için bu yaştaki ergenlerin uyuşturucuya alıştırılması, uyuşturucu ticaretinin devamlılığı için önemli bir döngü”

“Bana geçen haftalarda Alanyalı bir lise öğrencisi başvurdu. Kendisine torbacılık teklif edilmiş. Torbacılık karşılığında kendisine içmesi için verilen esrardan para alınmayacağı söylenmiş. İşte bu kadar vahim bir durumdayız”

“Alanya’da en sık rastladığımız psikolojik sorun depresyon. İkinci sırada kaygı bozuklukları var. Bunları çiftler arası sorunlar ve okul başarısı ile ilgili sıkıntılar izliyor. Yüzde 70’lik bölümün sorunları bunlar”

– Alanya Psikolojik Danışma Merkezi’nde hangi hizmetler veriliyor?

2 yıl önce cuma pazarında kurulduk, sanıyorum 18 Ocak 2008. 2009 Ocak ayında Alanya Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ALTSO) hizasına, Seyfi Bekar İşhanı’na taşındık. Aile danışmanlığı, Bireysel danışma hizmetleri, kişilik testleri, zeka testleri, yaşam koçluğu, sınav kaygısı, sınav koçluğu, anne babalara pedagojik destek, okullar, dershaneler ve kreşler için seminer programları, kekemelik tedavisi, alt ıslatma tedavisi gibi çalışmalarımız hizmetlerimizden bazılarını oluşturmaktadır. Bunların yanı sıra Alanya Psikoteknik Test Merkezi’ni mart 2009’da faaliyete geçirip ticari araç sürücüleri için zorunlu olan psikoteknik değerlendirmeyi Alanya’da ilk defa yapmaya başladık.

– Uyuşturucu bağımlılarına yönelik hangi çalışmaları yürütüyorsunuz?

Madde kullanımı damar içi seviyede değilse ve çok ilerlememişse madde kullanıcılarının bilinçlenmesini sağlıyor ve bırakmaya yüreklendiriyoruz. Kullanıcı bırakmaya karar verirse yapılandırılmış terapi programına alıp bu sorunundan kurtulmasını sağlıyoruz. Damar içi kullanım söz konusuysa AMATEM’e (Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi) yönlendiriyoruz.

– Alanya’da 13 yaşında bir kız çocuğunun esrara alıştırılmasının ardından, öğrencileri hedef aldıkları belirlenen bir uyuşturucu çetesi çökertildi. Sizce uyuşturucu tacirleri niçin öğrencileri hedef alıyor?

Bu olay hepimizin kanını dondurdu. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki, uyuşturucu çeteleri için bu yaştaki ergenlerin uyuşturucuya alışması,alıştırılması, uyuşturucu ticaretinin devamlılığı için önemli bir döngü sağlamaktadır. Bugüne kadar özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir çok madde bağımlısı ile yaptığım çalışmalarda şu bulguya rastladım. Erken yaşta uyuşturucu batağına itilen çocuklar, devam eden dönemlerde “Torbacı” olarak tabir edilen küçük çaplı uyuşturucu madde satıcıları olarak kullanılmaktadır. Özellikle okullarda madde kullanımının yaygınlaştırılabilmesi için okul çağındaki torbacılara ihtiyaç duyarlar. Kaçırılan çocuklar bu amaçla erken yaşta uyuşturucu bağımlısı haline getirilir. 10 YAŞINDA ABİSİ TARAFINDAN EROİNE
ALIŞTIRILAN BİR TORBACININ ÖYKÜSÜ
10 yaşında eroin bağımlısı haline getirilmiş bir vaka ile yaptığım görüşmelerin bazı satırbaşlarını sizlerle paylaşmak istiyorum:
Küçük yaşta Mardin’den İstanbul’a ağabeyinin yanına geliyor. Bu çocuğun adını danışan mahremiyeti kapsamında isim verilemediği için X olarak adlandıracağız. Ağabeyi ona ilk ay çok iyi davranıyor. Ancak kısa süre sonra kardeşini kendi işlerinde kullanmak istiyor ve X’e eroin veriyor. Periyodik olarak çok düşük dozlarda eroin vererek X’i sanıyorum 9 yaşındayken uyuşturucu bağımlısı haline getiriyor. X’den uyuşturucu almaya devam etmek istiyorsa bu işin bir ucundan da kendisinin tutması isteniyor. X, 10 yaşında bir torbacı olarak buluyor kendisini. Okul üniformasını giyip ağabeyinin söylediği noktalarda kendisine anlatılan şekilde uyuşturucu satmaya başlıyor. Büyüdükçe satış yaptığı hedef kitle de büyüyor kendisiyle birlikte. Okullar, barlar, diskolar X’in portföyünü oluşturuyor. X zaman zaman aşırı doz alıp “Altın vuruş” olarak tanımlanan süreci yaşıyor. 3 kez çöplükte bulunuyor. Öldü sanılıyor. Ancak yaşadığı farkediliyor. İlerleyen süreçte maddeden kurtulmaya çalışıyor. Ve kaçıyor abisinin yanından. AMATEM’de(Alkol ve Madde Bağımlıları Tedavi Merkezi) bir süre tedavi görüyor. Ancak yeniden madde kullanmaya başlıyor. Askerlik yaşı gelince askere alınıyor ve orada yollarımız X’le birleşiyor. Yürüttüğümüz çalışmaların ardından X maddeden tamamen kurtuluyor ve hayatında temiz bir sayfa açıyor. X bana bu hikayeyi anlattı, ben de şimdi sizlere anlatıyorum. Alanya’da öğrencileri hedefleyen çete farkedilmeseydi, belki yeni X’ler olacaktı zamanla…
Erken yaşta uyuşturucuya başlanması bu çeteler için büyük önem taşıyor. Bunun için küçük-büyük demeden herkesi zehirleme ve daha çok müşteri portföyü edinmede en ufak bir vicdan hesaplaşması yaşamadan yollarına devam ediyorlar.

– Alanya’da uyuşturucu tacirlerinin ağına düşmüş öğrenci hastanız oldu mu?

Buna en güzel yanıt şu olur sanırım. Geçen haftalarda bir lise öğrencisi geldi. Bu konuya örnek gibi bir olay, kendisine torbacılık teklif edilmiş, hastamın açık adını ve okuduğu okulu veremiyorum ancak torbacılık karşılığında kendisine verilen esrara karşılık para alınmayacağı söylenmiş. İşte bu kadar vahim bir durumdayız.

– Uyuşturucunun zararları konusunda neler söyleyeceksiniz?

Öncelikle fiziki etkilerden söz edilebilir. Bu zararlar beyin ve merkezi sinir sisteminde ortaya çıkar. Sigaradan itibaren bütün uyuşturucuların en büyük zararı ve tahribatı beyin ve merkezi sinir sistemi üzerindedir. Bu sebeple beynin mazrufu olan aklı ve iradeyi işlemez hale getirir. Kişiyi dengeden, normal yaşam ve davranışlardan uzaklaştırırlar.
Beyin ve akıl sağlığının en büyük düşmanı uyuşturuculardır. Bağımlılarda beliren ilk olgu, akıl ve sinir hastalıkları ve arızalarıdır. Delilik, erken bunama, şuur kaybı, uykusuzluk, felçler, hezeyan (sayıklama, saçmalama, akıl dışı davranışlar) halüsinasyonlar (vehim, hayal görme, işitme vs.), zeka ve hafıza kayıpları. En kısa ifade ile akıl hastalıkları, zihni ve ruhi karmaşa ve kaoslar.
Sindirim sisteminde bulantı, kusma, karın ağrıları, kabızlık, ishal, mide ve bağırsak spazmları, kanama ve yaraları, gastrit, ülser gibi hastalıklar. Karaciğer ve böbrekler, bu zehirlerin organizmadan atılmasında en ağır görevlerin düştüğü organlardır. Karaciğer ve böbreklerde büyük arıza ve tıkanmalara, karaciğerde yetersizlik, yağlanma, sertleşmeye (siroz) yol açar.
Böbreklerde büyük tahribat, albümin, kan ve idrar çoğalması, tıkanmalar ve ağır hastalıklar ortaya çıkar.
Gözlerde, ışık ve mesafede uyumsuzluk, şaşılık, gece körlüğü, göz bebeği büyümesi, küçülmesi, göz adale felci bilinen sonuçlar ve tezahürlerdir.
Solunum sisteminde, nefes darlığı, öksürük, boğulma hissi, bu yolla kalp sıkışmaları, solunum felçleri ve ölümler bilinen olaylardır.
Kan organlarında da büyük riskler vardır. Kan, insan hayatının en önemli organı olup, uyuşturuculardan büyük zararlar görür. Kansızlık, kan zehirlenmeleri, kan hücrelerinde şekil ve miktar değişiklikleri, kanın korkulu arızası olan pıhtılaşma ve kangrenler başlıca arızalardır.
Uyuşturucuların başta gelen olumsuzluğu zehirlenmeler ve bu yolla gelen ölümlerdir. İlk defa olursa HAD, tekerrür ederse “Müzmin Zehirlenme” adını alır.
Sosyal bir varlık olan insanın çevresi ile uyum içinde olması, akıl ve zihin sağlığı ile mümkündür. Bu sebeple akli ve zihni hayatın en büyük düşmanı olan uyuşturucular, insanın uyum gücünü zaafa ve iflasa götürmekle onu aileden, toplumdan ve çevresinden kopararak, yalnızlığa, bunalıma ve hemen ardından da sorumsuz, hipisel (hayvani) bir hayata mahkum eder. Bağımlıyı yaşayan bir ölü haline getirir. (Hip Kültür)
Bu sebeple, uyuşturucuların bağımlıya, aile hayatına, doğacak çocuklara, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdi ne toplumsal ahlaka (namus, iffet, şeref, haysiyet v.s.) verdiği zararlar ifadelere sığdırılamaz.
İntiharların, cinayetlerin, her türlü fuhşiyat, gasp ve anarşinin temelinde uyuşturucu vardır. İç ve dış düşmanların en tahripkar silahı uyuşturucu ve uyuşturucu salgınlarının itici gücü olan uyuşturucu kültürüdür. (Hip kültür) Cemiyetleri inkıraza götüren her türlü maddi ve manevi tahribatın temeldeki sebebidir. Ayrıca AIDS, frengi, verem, kanser, kangren ve benzeri bir çok ölümcül hastalığın yayılmasında da en büyük fail uyuşturucular ve bağımlılarıdır.

– Esrar bağımlılık yapar mı? Alkol ve sigara ile kıyaslandığında zararları ne boyuttadır?

Evet, nikotin esrardan daha fazla bağımlılık yapıcı bir özelliğe sahiptir. Ancak esrar, sigaraya oranla daha fazla kanser yapıcı madde içermektedir ve bireyin yaşam kalitesini düşürür. Esrar, bedende yağ dokusunda biriktiğinden hafıza kaybına, öğrenme ve solunum bozukluklarına neden olabilmektedir.
Esrara insanlar genelde ara sıra kullanarak başlarlar. İlerleyen dönemlerde daha önceki yaşadıkları etkiyi elde etmek için her seferinde kullandıkları miktarı arttırmak durumunda kalırlar. Bu durum madde talebinin artması anlamına da gelir ki bu da bağımlılığa götüren yoldur. Aralıklı da olsa uzun süre kullanım mutlaka bireyin ruhsal ve kimyasal yapısında değişikliklere yol açar.

– Toplumumuzda uyuşturucu kullanımının yaygınlığıyla ilgili neler söyleyeceksiniz?

Gerçekte yetişkinlerin ve gençliğin büyük bir çoğunluğu madde kullanmamaktadır. Uyuşturucu kullanan bir kişinin, maddenin kendisine ve çevresine verdiği zararları görmesi zaman alabilir. Maddelerin verdiği zararlar arasında okul başarısında düşme, aile ilişkilerinde kopukluk, arkadaş çevresinin daralması, bedensel ve ruhsal değişiklikler, zamanla üretkenliğin azalması sayılabilir.
Eğer kişinin madde alan bir arkadaşı varsa bir süre sonra bundan etkilenmesi olasılığı büyüktür. “Nerden bileceksin yaşadıklarımı, sen hiç kullanmadın ki!” gibilerinden bilinçli ya da bilinçsiz sözlerle yardım etme isteği içindeki kişiyi kullanmaya itebilir. Bu durumu bir girdaba benzetebiliriz.
Uyuşturucu kullanımı tüm topluma zarar verir. Bulaşıcı bir şekilde yaygınlaşır. Kara para ve mafya uyuşturucudan beslenir. İnsanlar sömürülür.

– Aileler, çocuklarının uyuşturucu kullanıp, kullanmadığını nasıl anlayabilirler?

En nesnel yöntem kan ya da idrar tetkikleridir. Bu yöntemler ile yapılan tetkikler doğru sonuç verir. Ancak madde kullandığından kuşku duyulan bir gençten idrar istemenin ne derece doğru olacağı tartışmalıdır.
Uyuşturucu madde kullanan gençte gözlenen ilk değişiklik çevrelerinde yaptıkları değişikliktir. Yeni arkadaşlar edinirler. Eski arkadaşlıkları biter. Kişi iki nedenle çevresini değiştirmek zorundadır. Birincisi, yeni arkadaş çevresinde daha rahat madde bulabilecektir. İkincisi, bulabildiği maddeyi bu çevre içinde rahat kullanabilecektir. Genelde okul içinde bu tür maddeleri kullandığı düşünülen kişiler ile arkadaşlık etmeye başlamıştır. Kullandığı maddenin etkisine bağlı olarak ruhsal değişimler gösterir. Kimi zaman neşeli, sakin, kimi zaman öfkeli, saldırgan davranışlar gözlenebilir. Madde etkisi bitince davranışları farklılık gösterir.
Daha önce okul başarısı iyi olan öğrencinin giderek okul başarısı düşmeye başlar. Okul başarısı düşmesine rağmen, bu başarısızlık onun için ciddi bir sorun olarak algılanmamaktadır. Ancak dikkat edilmesi gereken önemli nokta, bu başarısızlığın altında yatabilecek diğer etkenlerin araştırılmasının gerekliliğidir. Aile içi sorunlar, ruhsal rahatsızlıklar, toplumsal sorunlar, olumsuz yaşam olaylar da bu başarısızlıkta etken olabilir. Bu etkenler iyi ayırt edilmelidir.
Okula devam azalır. Okul devamsızlığından ailenin haberi yoktur. Genelde arkadaşları ile birlikte dışarıda, arkadaş çevresi tarafından bilinen ortamlarda zaman geçirmeye başlamıştır. Ailesi ile görüşüldüğünde, evde bulunduğu zamanlarda odasında tek başına kalmayı tercih ettiği öğrenilir. Odasından dışarı çıkmaz.
Aile ilişkilerini azaltmaya ve evde az bulunmaya özen gösterir. Bu hem içinde bulunduğu durumun anlaşılmasını istemediği için, hem de ailesi ile bir takım çatışmaları olduğu içindir.
Her zamankinden daha fazla para harcamaya başlar. Kullandığı maddenin dozunu arttırdıkça, gereksinim duyduğu paranın miktarı da artar. Evden para çalmaya başlayabilir. Son dönemde hırsızlık olayları yaşanır.
Kendine olan bakımı azalmıştır. Üstüne, başına, giyeceğine para harcamaz. Çünkü para, kullandığı madde için gereklidir. Çevresi ve arkadaşları eski önemini yitirmiştir. Yaşamında değer verdiği tek şey maddedir.
Madde etkisine bağlı olarak ortaya çıkan değişiklikler de şöyle sıralanabilir.
Sınıf içinde dalgınlık, dikkat eksikliği göze çarpar. Derse konsantre olamaz. Hafif uykulu bir hali vardır. Bu durumdan genelde rahatsızlık duymaz. Belirgin bir halsizlik, yorgunluk gözlenebilir. Solgun, bitkin bir hali vardır. Kısa süre sonra okulu terk edebilir. Genel bir isteksizlik olabilir.
Bedensel olarak dikkat edildiğinde ise gözlerde kanlama saptanabilir. Daralmış ya da büyümüş göz bebekleri dikkat çeker. Konuşmasında güçlük fark edilebilir. Peltek ya da mırıltılı bir biçimde konuşmaktadır. Ağızda kuruluk saptanabilir.
Aşırı terleme, bulantı, kusma, yürümede güçlük ortaya çıkar. Ailesi ile görüşüldüğünde evde bir uyku bozukluğundan söz edilebilir. Eroin ve benzeri maddeler almadığı zaman şiddetli uykusuzluk ortaya çıkar. Diğer bazı maddeler ile sürekli uyuma isteği belirgindir.
Beslenme alışkanlığı da bozulur. Bu nedenle kilo kaybeder. Madde yoksunluğunda eklemlerde ağrılar, kramplar, esneme, kaşıntı, tüylerin ürpermesi gözlenir. Bu amaçla ağrı kesici ilaçların kullanımı artmıştır.
Vücudunda yara izleri, ciltte renk değişikliği, iltihaplı yara ya da enjektör izleri bulunabilir. Aile, bu belirtileri fark ederse çocuğuyla konuşmadan önce mutlaka bir uzmana başvurmalıdır.

– Alanya’da en sık rastladığınız psikolojik sorunlar neler?

Genel toplum içindeki yaygınlık olarak ilk başa depresyonu, ikinci sıraya anksiyete (kaygı) bozukluklarını ekleyebiliriz. Bunları çiftler arası sorunlar (Evlilik terapi programları) ve okul başarısı ile ilgili sıkıntılar izlemektedir. Bunlar toplam gelen danışanların neredeyse yüzde 70’lik kısmını oluşturmaktadır.

ESRARLA İLGİLİ
BAZI GERÇEKLER

• Esrarı kendileri için bir sorun olmasına rağmen kullanmaya devam edenler: Yüzde 97.
• İş, okul ve diğer alanlarda kendileri için sorun yarattığını belirtenler: Yüzde 85.
• Önemli etkinliklerini esrar için bırakanlar: Yüzde 66.
• Bırakmak isteyen ancak bırakamayanlar: Yüzde 35.

– DİDİK DİDİK PSİKOLOG ALPER GÜNAY

– Hobileri?

Balık tutmak, seyahat, Latin dansları, poker.

– Fobileri?

Kendimi hiç bir yalanın içine hapsetmem. Fobim yoktur.

– En sevdiği film?

Mulholland çıkmazı.

– En son okuduğu kitap?

Yabancı (Albert Camus)

– Lakabı?

Surviver. Logan. (Üniversite döneminde. Son 8 yıldır duymuyorum)

– En sevdiği müzik türü ve sanatçılar?

Rock, Blues, klasik müzik. Buckethead, Rammstein, Prodigy, Patricia Kaas, Diana Krall.

– Tuttuğu takım?

Galatasaray’lıyım ama ilk 11’ini sayamayacak kadar holiganım.

– Yaptığı sporlar?

Şu an sadece golf

– Arabasının markası?

Honda Civic

– Sigara ve alkol kullanır mı?

Evet. Şimdilik.

– En sevdiği ve sevmediği huyları?

En sevdiğim huyum sabırlı olmam. En sevmediğim huyum ise insan davranışını aşırı incelemem.

– Fala inanır mı? Burcu nedir?

Fala inanmam. Burcum Oğlak. Burcumun özelliklerini bilmiyorum.

– En çok kızdığı şeyler?

Kötü müzik. Kötü yemek. İşine özen göstermeyen insanlar.

– Hayatındaki en büyük hatası?

Sigaraya başlamak, oturduğum apartmana yönetici olmam. (Lütfen aidatlarınızı ödeyin)

– En çok sevindiği şeyler?

Güzel bir pazar kahvaltısı.

– Neleri saçma bulur?

Aslında hiç bir şeyi saçma bulmam. Her şeyin bir mantığı var ve her şeyi aşağı yukarı açıklamak mümkün. (Belki okurlar bunu saçma bulur)

– Yemek yapar mı?

İleri seviyede makarna yaparım. Güzel biftek yaparım. Benim makarnamı yiyen bir daha hiçbir makarnadan keyif alamaz hale gelir.

– Yaşamındaki en çılgın davranışı?

İntihar etmek üzere olan bir askerin elindeki silahı almak için ikna etmeye çalışmam. Yüzde 50, yüzde 50 sanıyorum şanslı günümdeydim.

– KİM-KİMDİR?

Psikolog Alper Günay, Alanya Lisesi’nden 1997 yılında mezun oldu, 1998’de Hacettepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’ne girdi. 2002 yılında Psikolog unvanını aldı. 2003-2005 yılları arasında Özel Alanya Rehabilitasyon Merkezi Psikoloğu olarak görev yaptı. 2005-2006 yılları arasında Eğitim ve Doktrin Komutanlığı’na bağlı Ulaştırma Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı’nda Psikoteknik Test Merkezi Amiri ve Tümen Psikoloğu olarak Rehberlik ve Danışma Merkezi Amirliği yaptı. Bu birim, Günay’ın görevi süresince yaptığı birçok başarılı çalışmalar neticesinde Kara Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde hizmet veren en başarılı Rehberlik Danışma Merkezi seçildi. Yine aynı dönemde Ulaştırma Okulu ve Eğitim Merkezi Komutanlığı Kreşi’nde görev yaptı. Görevi süresince bir çok intihar girişimini önledi, 100’ün üzerinde uyuşturucu madde bağımlısını topluma kazandırdı, 10 binin üzerinde personele danışma hizmeti verdi ve TSK bünyesinde bir çok seminer düzenledi.
2006 yılından bu yana Özel Yağmur Damlası Özel Eğitim Okulu’nda engelli bireylerin topluma kazandırılması görevini üstlenen Günay, 2006-2007 yıllarında aynı zamanda Antalya’da firmalara etkili iletişim, stres yönetimi, liderlik ve benzeri konularda personel eğitimi ve kişisel gelişim kursları verdi. 2008 yılında Alanya Psikolojik Danışma Merkezi’ni açtı. 2009 yılında Özel Gün Işığı Rehabilitasyon Merkezi’nde eğitim koordinatörlüğü görevini üstlendi ve Alanya’da yine bir ilke imza atarak Alanya Psikoteknik Değerlendirme Merkezi’ni açarak Alanyalı sürücülerin Psikoteknik değerlendirme için Antalya’ya gitme çilesine son verdi. Günay, halen çalışmalarına Alanya Psikolojik Danışma Merkezi’nde devam ediyor.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir